XVI. Asrın İlk Yarısında Divriği Kazası (1519-1548) 1. Bölüm
Sivas’ın güneydoğusunda, Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Fırat bölümünün İç Anadolu sınırına yakın kesiminde, denizden 1250 m. yükseklikte, Fırat nehrinin kollarından biri olan Çaltı ırmağı ile birleşen derenin vadi tabanında ve yamaçlarında yer alır. Şehrin ilk kurulduğu yer ise kuzeydoğu kısmında Çaltı vadisine çok dik yamaçlarla inen bir tepe üzerinde bulunan kale civarı ve etekleridir.
Eski Yunan kaynaklarında Apblike, Bizans kaynaklarında Tephrice (Tefrike) şeklinde kaydedilen Divriği, Arap kaynaklarında eski kullanılışına yakın olarak Abrik veya Ebrik şeklinde geçer. İbn Bîbî Selcûknâme’de burayı Difrigi (دفركى), XV. yüzyıl Osmanlı kaynakları Divrîk (ديوريك) veya bugünkü kullanışına yakın bir şekilde Divrigi (ديوركى) tarzında yazarlar. XVII. yüzyıldan itibaren bu sonuncusu tercih edilerek yerleşmiş ve bugüne ulaşmıştır. Şehrin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Buranın, Mithridates’i yenen Pompeus’un kazandığı zaferin anısına kurduğu Nicopolis şehrinin bir devamı olduğu söylenirse de bu şehrin Suşehri civarında bulunduğu, Divriği’nin ise eski Bizans şehri Tephrice’nin yerinde kurulduğu ispatlanmıştır. Hititler zamanında önemli yerleşmelerin bulunduğu yöre milâttan önce 550’de Persler’in eline geçti. Milâttan önce 334’te kısa süre Makedon işgaline uğradı ve milâttan önce 330’da Kapadokya Krallığı sınırları içinde yer aldı. Kapadokya’nın Roma İmparatorluğu’na bağlanmasından ve 395’te imparatorluğun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma (Bizans) toprakları içinde kaldı. VII. yüzyılda kısa sürelerle Bizans ve Sâsânîler tarafından işgal edildi. Bu devletler arasında sınır karakolu görevi yapan Divriği, Sâsânîler’in Bizanslılar’a yenilmesinin ardından İslâm ordularının hücumuna uğradı. Divriği’nin belgelere dayanan gerçek tarihi IX. yüzyıl ortalarında Pavlikianlar’la başlar. Doğu paganismine dayanan Râfizî bir hıristiyan tarikatı olarak anılmakla birlikte aralarında çeşitli inançları da barındıran Pavlikianlar Bizans’a karşı müslümanlardan himaye ve teşvik gördüler. Bunların reisi Karbeaz Divriği Kalesi’ni inşa ettirerek bölgeyi kendisine merkez yaptı. Müslüman Araplar’la Bizans arasında tampon bir devlet durumunda olan ve Araplar’ın yardımıyla Marmara ve Ege’ye kadar ilerleyen Pavlikianlar’ın ne zamana kadar buraya hâkim oldukları belli değildir. Divriği, Anadolu’ya yönelik Türk akınları sırasında Bizanslılar tarafından esaslı bir şekilde tahkim edildi. 1066 yılında Büyük Selçuklu Emîri Gümüştegin’in Murad ve Dicle havzalarına yaptığı akınlar sırasında yıkılan Divriği Kalesi’nin surları yeniden müstahkem hale getirildi. Ardından İmparator Romanos Diogenes, 13 Mart 1068’de çıktığı doğu seferinde Divriği civarında karşılaştığı Türk kuvvetlerini geri çekilmeye mecbur etti.
Ersin GÜLSOY’dan alıntıdır.
Ersin GÜLSOY , Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1991.