Divriği Kalesi ve Fiziki Konumu
İlk olarak Doğu Roma döneminde yapıldığı düşünülen Divriği Kalesi, Ortaçağ Anadolu’sunun günümüze gelen en önemli askeri yapılarından birisidir.
İlk olarak Doğu Roma döneminde yapıldığı düşünülen Divriği Kalesi, Ortaçağ Anadolu’sunun günümüze gelen en önemli askeri yapılarından birisidir. Mengücekli mimarisi denilince genellikle Divriği’deki Ulu Cami ve Darüşşifası akla geldiği için çalışmalar ekseriyetle bu eserler üzerinde yoğunlaşmıştır. Askeri yapıları hakkında pek detaylı bilgiler mevcut değildir. Bu yapılar hakkındaki bilgileri daha çok seyahatnamelerden almaktayız. Bazı bölümlerinin IX. yy. da Pavlikanlarca yapıldığı sanılan Divriği Kalesi, Türklerin eline geçtikten sonra 1097’de Mengücekli Süleymanşah tarafından yeniden inşa edilmiştir.
Kale ilçenin doğusunda kayalıklar üzerindedir. Kalenin doğu ve kuzey kısımları dik ve derin uçurumlarla Çaltı deresine kıyıdır. Bundan dolayı kalenin bu taraflarında sur bulunmamaktadır. Kaleden Çaltı deresine uzun taş merdivenlerle inilmektedir. Engebeli bir arazide kurulmuş olması savunmasını kolaylaştırıyordu. Kale diğer Türk şehirlerinde olduğu gibi iç ve dış bölümlerden oluşmaktadır. Genellikle eğimli bir zemine sahip olan kalede, iç kalenin duvarları bu eğim üzerindedir. Kale duvarlarının bazı bölümleri günümüze kadar gelebilmiştir. Kalan duvarlar üzerinde arslan burcu diye isimlendirilen bir de burç bulunmaktadır. Bu burcun yukarı kısmında iki arslan başı heykeli vardır. Bunların dışında kalede iki su sarnıcı, kemer üzerine yapılmış iki oda (cephanelik olmalı) ve Kale Cami’si bugün ayaktadır. Dış kalenin sur uzunluğu 1 km iken iç kalenin ki 1.5 km ye ulaşmaktadır. Kalenin güney-kuzey açıklığı 400 m. doğu-batı eni ise 200 m. kadardır. Surların cephesi şehre dönüktür. Kalenin duvarları yüksek ve sağlamdır. Dış ve iç kale duvarları üzerinde birçok burç vardır. Dış kale güney batı ve batı yönlerinde iki kapı ile şehre açılmaktadır. Kalenin doğu kesiminde duvarlar tamamen moloz (kesme) taşlarla inşa edilmiştir surların yüksekliği ise 5 ile 8 metre arasındadır.
Arslanlı burcun yer aldığı güneydoğu duvarları ise Moloz yerine düzgün taş örgü ile çevrilidir. Arslanlı burç 10 metrelik bir cephe üzerinde, 8 metre yükseltilmiştir. Arslanlı burcun etrafındaki duvarlar yıkılmışta olsa kendisi bütün azametiyle dimdik ayakta bulunmaktadır. Güney duvarı ise arslanlı burcun altından başlayarak batıya doğru devam eder. En yüksek duvarlar buradadır. Doğudaki burcun yüzeysel kesme taşları sökülmüş onarım görmeden günümüze ulaşmıştır. İki burç plan olarak beşgen olup buradaki bir delikten kalenin altındaki mağaraya, oradan da arslanlı burcun eteğine ulaşılır. Surun yüksekliği ise 15 metredir.
Arslanlı burçtan kuzeye doğru devam eden bir çizgi üzerindeki iç kale surları ise bir iki burç ayağı ve beden temeli dışında yerle bir olmuştur. İç kale kapısının merkezde olduğu düşünülmektedir. Kalenin en önemli savunma yeri arslanlı burçtur. Kalenin giriş kapısı güney surlarının bitip batı surlarının başladığı köşededir. Kapıdaki kemer kilit taşının yerden yüksekliği 9 metredir. Bu dış kemerden 1 metre derinde ve ondan oldukça alçak bir ikinci kapı kemeri daha vardır. Yıkılan kemerin içi kaba moloz taş örgü ile doldurulmuştur15. Batı surları üzerinde yer alan, yakın zamana kadar sağlam olan kapı bugün yıkık durumdadır. Özellikle alınlık ve iç kemer yıkılmıştır. Kapının üst kemeri ise mevcuttur. Kapının solundaki üçgen burç üzerindeki kitabe ise Memlüklüler dönemine aittir16. Bu kapıdan girince sağda eskiden bir cami olduğu kaynaklarda geçer17. Kalenin kuzeyindeki surlar ise daha alçak ve zayıftır. Kuzey surlarının yüzünde iki mağara vardır. Bunlardan aşağıdakine “soğuk mağara” adı verilmektedir. Üstteki mağara ise kaleye gizli yol veren kaya tünelidir. Bunların dışında kalede su sarnıcı harabeleri ve ev temellerinin izleri mevcuttur
Mengücekli Melik Salih döneminde Divriği Kalesi’nin özellikle 1243 Moğol istilâsından sonra yıkılan yerleri tamir ettirilip yarım kalan noktaları ise tamamlanmıştır. Bu onarım esnasında kaleye yeni burçlar da eklenmiştir. 7 Ekim 1252 tarihli onarım kitabesin de kaledeki büyük kuleye Melik Salih tarafından koydurmuştur. Bunun dışında kale kapılarında 1236-1237 ve 1242-1243 tarihlerini taşıyan kitabeler de vardır. Yabancılara ait çok az iz taşıyan, büyük bir kısmı Mengüceklilere ait olan Divriği kalesi, belki de Anadolu’da imar edilen ilk Türk kalesidir.