Ali Kızıltuğ

Divriğili ünlü halk ozanı, şair ve yazar Ali KIZILTUĞ,  Divriği’ye bağlı Mursal köyünde 1944 yılında dünyaya geldi.  1958 yılında bağlama çalmaya başladı.

Divriğili ünlü halk ozanı, şair ve yazar Ali KIZILTUĞ,  Divriği’ye bağlı Mursal köyünde 1944 yılında dünyaya geldi.  1958 yılında bağlama çalmaya başladı. Bağlamaya ilişkin temel bilgileri köyünde bulunan Abbas Ustadan öğrendi. İlk yıllarda başka aşıkların eserlerini ve yöresel türküleri seslendirdi. Geçim sıkıntısı nedeniyle göç etmek zorunda kalarak, 1973 yılında Ankara’ya yerleşti.

Aşık Veysel ve Aşık Mahzuni onu en çok etkileyen aşıklar oldu. 1969 yılında ilk plağı olan “Asrı gurbet harab etmiş köyümü” çıktı. Vefatına kadar 103 plak ve 87 kaseti yayınlandı. 2160 eseri bulunmakta ve bunların 550 tanesi başka sanatçılar tarafından seslendirildi.

1969’dan itibaren sadece kendi eserlerini seslendirdi. Eserlerini hazırlarken genellikle önce şiir olarak yazıp sonra onları besteliyor, ancak doğaçlama da çalıp söylüyor, Uzun sap bağlama çalıyor ve bağlamasını Hüseyni düzenine akort ediyordu.

Divriğili ünlü halk ozanı, şair ve yazar Ali KIZILTUĞ, Ankara’da bir süredir tedavi gördüğü hastanede 12.12.2017 tarihinde  yaşamını yitirdi. 

Ödülleri:

1971 yılında İstanbul Tepebaşında yapılan ve tüm ozanların katıldığı bir atışma yarışmasında birinci seçildi.

2011 yılında İstanbul da Sivaslı sanatçıları birliği tarafından düzenlenen ”Ustaya Saygı” adlı programda yılın ozanı seçilerek onur plaketi aldı.

2012 yılında Ankara Halk Ozanları Derneği Başkanı Kenan Şahbudak tarafından ”Ustaya Saygı” ve ”Yılın Ozanı” ödülü verildi.

Ali Kızıltuğ, 12 Aralık 2017 günü uzun süre kanser tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Kızıltuğ için 13 Aralık 2017 günü Çankaya-Oran Pir Sultan Abdal CEM evinde erkânı yapıldı. Bir gün sonra Sivas Divriği Mursal Köyü’nde defnedildi.

Memur emeklisi ve 4 çocuk babası olan Ali Kızıltuğ,  Ankara’da ikamet ediyordu. Basılan iki kitabı dışında kalan diğer eserlerini de 10 cilt kitap halinde yayınlamayı düşünüyordu.

Ali Kızıltuğ  kendisini şöyle özetliyordu:

“Ne yarimden vazgeçtim, ne sazımdan vazgeçtim, ne de vatanımdan vazgeçtim. Nasıl Mursal’dan geldiysem, o nazlım, sefil, tertemiz bir köylü çocuğu isem şimdi de aynıyım…”.

KİTAPLARI:

Baykuşlara Kalan Köy, Sorma Efendim.